e-ISSN: 2980-3543
Founded: 2021
Period: Annually
Publisher: AYBÜ & Oku Okut Derneği

Religious Studies, Islamic Law

Moral Norms in the Islamic Law of War İslam Savaş Hukuku’nda Ahlâkî Normlar

Zelihanur Kayahan Ankara Yıldırım Beyazıt University, Ankara, Türkiye Author 0000-0001-6701-6785

DOI:

10.55709/TSBSBildirilerDergisi.2.157

How to Cite

Kayahan, Zelihanur . "Moral Norms in the Islamic Law of War". TSBS Bildiriler Dergisi 2 (2022), https://doi.org/10.55709/TSBSBildirilerDergisi.2.157

Zotero Mendeley EN EndNote

Abstract

War is a universal phenomenon and has existed in the life of humanity in every period of history. War has many economic, political, political, and religious reasons. In the religion of Islam, there are reasons such as glorifying the name of Islam, preaching, ensuring the freedom of religion and life, preventing the persecution of Muslims by their enemies, and protecting the land. Islam has developed a law of war in accordance with its own moral system. Our study aims to identify the moral norms in this legal system and explain those norms. This work is important to understand the moral norms envisaged by Islam and reflected in the warfare, and to analyze the applicability of these norms beyond the time of the Prophet, so that a moral roadmap can be designated for current and potential future wars. 69 verses of Qur’ān have been evaluated in the context of the subject and included in our study. In addition, chapters written under the titles of jihād, ghazā’, and Sirah in the works of scholars such as Bukhārī, Muslim, Abū Dāwud, Tirmidhī, Nawawī, Zabīdī, Aḥmad b. Ḥanbal, Ibn al-Athīr, Ibn al-Jazarī Chapters and provisions related to the war in the main fiqh books such as Multaqā al-Abḥur, al-Ikhtiyār, al-Mughnī, al-Mabsūṭ, al-Muvaṭṭa’ were examined. The scope of the subject is limited to the expeditions and wars made during the reign of Muhammad (saw). War was an important factor in the spread of Islam, the recognition of Muslims, and the formation of international law during the Medina period of the Nubuwwah/prophethood. The number of battles during this period was 27, and while the exact number of Sariyya/expeditions is impossible to decide, it is expected to be between 35 and 66. So, warfare covers a considerable part of the life of Muslims in that era. For that reason, many independent works authored in the Islamic law of war set the basics for the conditions required for war, the limitations of confrontations with the enemy, and the status of hostages and prisoners; by considering the verses and hadiths related to jihād. The law of war manifests itself under these headings regarding nations, states, and international law. According to the results obtained in our study, it is observed that Islam prioritizes peace, but war is also required and encouraged when necessary. Depending on the circumstances, Muslims can be the defending side or the initiator of the war. Islam’s approach to international law is neither a continuous state of warfare nor all peace; rather, it is a principle attitude determined and shaped by conditions and necessity. Even when a war is inescapable; basic norms and moral values have been respected, such as the value given to life and living things; the importance given to living with minimum harm principle; the immunity of life, honor, and the sacred; not going to extremes; prohibition of cruelty, torment, and torture; principle of Pacta Sunt Servanda; observance of and respect for basic human rights and freedoms. Although there were a few exceptions, it is established that these rules were mostly followed in the period of the Prophet. However, it is a historical reality that these rules were bent and interpreted according to the necessities of the era in some wars after the Prophet's death. Therefore, the applicability of the principles of Islamic law of war established in the works of authors of previous ages in current warfare situations should be revisited, reviewed, and discussed more systematically due to reasons such as the change in conditions by time, the diversification and globalization of wars, and the change of arms and materials used in wars with the development of technology.
Savaş, evrensel bir olgudur ve tarihin her döneminde insanlığın hayatında var olmuştur. Savaşın ekonomik, politik, siyasî, dinî birçok sebebi vardır. İslam dininde ise İslam’ın adını yüceltmek, tebliğde bulunmak, din ve yaşama hürriyetini sağlamak, Müslümanlara yapılan eziyet ve zulümlerin önüne geçmek, ülke topraklarını korumak gibi sebepleri bulunmaktadır. İslam kendi ahlak sistemine uygun bir savaş hukuku geliştirmiştir. Bu ahkâmın içerisindeki ahlâkî normları tespit etmek ve açıklamak çalışmamızın amacını oluşturmaktadır. Çalışmamız; İslam’ın öngördüğü ve savaşa yansımış olan ahlâkî normlarının neler olduğunu anlamak ve bu normların Peygamber dönemi dışında da uygulanabilirliğini analiz etmek, böylece günümüzde var olan ve muhtemel savaşlara bir yol haritası çıkarmak açısından önem taşımaktadır. Konumuz bağlamında değerlendirilen ve çalışmamızda yer verilen 69 âyet bulunmaktadır. Ayrıca Buḫârî, Müslim, Ebû Dâvud, Tirmiẕî, Nevevî, Zebîdî, Aḥmed b. Ḥanbel, İbnü’l-Es̱îr, İbnü’l-Cezerî gibi âlimlerinin eserlerinde cihâd, gazâ’ ve siyer başlığı ile yazılan bâb ve bölümler; Mülteḳa’l-Ebḥur, el-İḫtiyâr, el-Muġnî, el-Mebsûṭ, el-Muvaṭṭa’ gibi temel fıkıh kitaplarında yer alan savaşla ilgili hükümler incelenmiştir. Konumuzun kapsam ve sınırlılığı Hz. Muhammed döneminde yapılan gazve ve savaşlardır. Medine dönemi itibariyle İslam’ın yayılması, Müslümanların tanınması, devletlerarası hukukun oluşmasında savaş önemli bir etkendir. Bu dönemde yapılan gazvelerin sayısı 27 iken, seriyyelerin sayısı 35 ile 66 arasında olup net bir sayı tespit edilmemektedir. Dolayısıyla o dönemde Müslümanların hayatında savaş hali önemli bir yer kaplamaktadır. Bu sebeplerle İslam savaş hukuku alanında yazılan birçok müstakil eser, cihâddan bahseden âyet ve hadisleri temel alarak savaş için gereken şartları, savaş içi muamelelerin sınırlarını, rehine ve esirlerin statülerini ortaya koyar. Savaş hukuku milletleri, devletleri ve uluslararası hukuku etkileyen bir unsur olduğu için bu başlıklar altında da kendini göstermektedir. Çalışmamızda ulaşılan sonuçlara göre; İslam’ın barışı öncelediği fakat gerektiğinde savaşın da emredildiği ve teşvik edildiği görülmektedir. Müslümanlar, şartlara göre savunma yapan taraf veya savaşı başlatan taraf olabilmektedir. İslam’ın uluslararası hukuka yaklaşımı ne daimî bir savaş hali ne de tamamen barıştır; daha ziyade şartlara ve gerekliliğe göre şekillenen bir ilkesel tavırdır. Savaşın kaçınılmaz olduğu durumlarda bile cana ve canlıya verilen değer; minimum zarar ilkesi ile hayata verilen önem; canın, namusun ve kutsalın dokunulmazlığı, aşırılığa kaçmamak, zulüm, eziyet ve işkencenin yasak olması, ahde vefa ilkesi, temel insani hak ve özgürlüklere duyulan saygı gibi temel norm ve ahlâkî değerler gözetilmektedir. Peygamber döneminde bazı istisnaları bulunmakla beraber bu kurallara büyük ölçüde riayet edildiği tespit edilmiştir. Fakat peygamberin vefatından sonra gerçekleştirilen bazı savaşlarda ise kuralların esnetilmesi ve döneme göre te’vîl edilmesi tarihi bir gerçekliktir. Dolayısıyla, dönemsel şartların değişmesi, savaşların çeşitlenmesi ve globalleşmesi, teknolojinin gelişmesiyle savaşlarda kullanılan silah ve aletlerin de değişmesi gibi sebeplerden ötürü İslam savaş hukuku bağlamında önceki çağlardaki müelliflerin eserlerinde belirlenmiş ilkelerin günümüzde de uygulanabilirliğinin tekrardan gündeme getirilerek tartışılması ve daha sistemli olarak ele alınması gerekmektedir.

Keywords:

Islamic Law, War, Types of War, Islamic Law of War, Ethical Norms
İslam Hukuku, Savaş, Savaş Çeşitleri, İslam Savaş Hukuku, Ahlâkî Normlar

Presentation Video

License

Copyright (c) 2022 Zeliha Nur Kayahan (Yüksek Lisans Öğrencisi)
Creative Commons License

This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.