Disability and Religion: An Evaluation on Approaches to Persons with Disabilities in Religious Traditions

Engellilik ve Din: Dini Geleneklerde Engelli Bireylere Yaklaşımlar Üzerine Bir Değerlendirme

Yazarlar

  • Gül Ahlatcı Elmas (Yazar) Hitit Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı, Din Sosyolojisi Tezli Yüksek Lisans Programı, Çorum, Türkiye https://orcid.org/0009-0008-3172-303X
https://doi.org/10.55709/tsbsdergisi.827
Disability is not merely a physical or mental deficiency experienced by an individual, but a multidimensional phenomenon shaped within the framework of the meanings attributed to it by society and the relationships it establishes. This seminar study focuses on the religious lives of individuals with disabilities and the approaches of world religions toward these individuals, from a sociological perspective. By addressing the individual, social, and religious dimensions of disability together, this study also reveals both the opportunities and limitations that religion offers to individuals with disabilities. Throughout history, the discourses and practices of religions regarding the phenomenon of disability have varied. Judaism exhibits a contradictory attitude by implementing regulations that both exclude and protect individuals with disabilities from sacred spaces. In Christianity, the healing of disabled individuals by Jesus emphasizes compassion, acceptance, and inclusiveness. In Hinduism, disability is generally seen as a result of past lives, whereas in Buddhism, it is interpreted as an opportunity for spiritual transformation. Islam, on the other hand, approaches the issue of disability from a more inclusive perspective compared to other religions. In Islam, facilitative rulings have been introduced to ease religious obligations for individuals with disabilities, and exemptions have been granted in acts of worship. Furthermore, the active participation of disabled individuals in both social and religious duties is encouraged. In recent times, various practices such as Friday sermons in sign language and audio Qur’ān applications have been initiated in some Islamic countries to improve access to religious services for individuals with disabilities. The research findings show that religion serves as a significant source of support for individuals with disabilities in coping with spiritual, psychological, and social challenges. However, it has also been revealed that current religious services are not sufficiently inclusive due to structural barriers, lack of awareness, and inadequate materials. Therefore, it is essential for religious leaders to develop awareness about disability, for places of worship to be made accessible, and for religious education to be structured according to different types of disabilities. Ultimately, in order to strengthen the unifying and embracing function of religion, right-based and inclusive approaches must be developed in which individuals with disabilities are accepted as active members of religious communities. A qualitative method was employed in the research, and both classical and contemporary religious sources as well as sociological literature were reviewed. The data obtained through content analysis were categorized under themes such as religious development, participation in worship, and access to religious services by individuals with disabilities. Moreover, it was identified that false religious interpretations in society, such as perceiving disability solely as a divine punishment, undermine both the inner peace of individuals and the collective sense of responsibility. Consequently, religion has been identified as a vital resource that supports both individual resilience and social responsibility. In this context, it is concluded that right-based and inclusive religious approaches concerning disability need to be developed. Furthermore, it is of critical importance that religious institutions and structures providing religious education implement structural reforms to ensure the effective participation of individuals with disabilities in worship, education, and community life—both for the inclusivity of religious representation and the realization of social justice.
Engellilik, sadece bireyin yaşadığı fiziksel veya zihinsel bir eksiklik değil, aynı zamanda toplumun bu duruma yüklediği anlamlar ve kurduğu ilişkiler çerçevesinde şekillenen çok boyutlu bir olgudur. Bu seminer çalışması, engelli bireylerin dini yaşantılarına ve dünya dinlerinin bu bireylere yönelik yaklaşımlarına sosyolojik bir çerçeveden odaklanmaktadır. Engelliliğin bireysel, toplumsal ve dini yönlerinin birlikte ele alındığı bu çalışma, aynı zamanda dinin engelli bireyler açısından sunduğu imkânlar ve sınırlılıkları da ortaya koymaktadır. Tarihsel süreçte dinlerin engellilik olgusuna dair söylem ve uygulamaları farklılık göstermiştir. Yahudilik, engelli bireyleri hem kutsal alanlardan sınırlayan hem de koruyan düzenlemelerle çelişkili bir tutum sergilerken, Hristiyanlıkta Hz. İsa’nın engelli bireyleri iyileştirmesi merhamet, kabul ve kapsayıcılığı ön plana çıkarmıştır. Hinduizm’de engellilik genellikle geçmiş yaşamların bir sonucu olarak görülmekte; Budizm’de ise bu durum, ruhsal bir dönüşüm fırsatı olarak yorumlanmaktadır. İslam dini ise engellilik konusuna diğer dinlerden farklı olarak daha kapsayıcı bir perspektiften yaklaşmaktadır. İslam’da, engelli bireylerin dini yükümlülüklerinde kolaylaştırıcı hükümler getirilmiş; ibadetlerde ruhsatlar tanınmıştır. Ayrıca, engelli bireylerin toplumsal ve dini görevlerde aktif rol üstlenmeleri teşvik edilmiştir. Günümüzde ise İslam ülkelerinde engelli bireylerin dini hizmetlere erişimi için işaret diliyle hutbeler, sesli Kur’an uygulamaları gibi bazı uygulamalar hayata geçirilmeye başlanmıştır. Araştırma sonuçları, dinin engelli bireylerin yaşadığı manevi, psikolojik ve sosyal zorluklarla başa çıkmalarında önemli bir destek kaynağı olduğunu göstermektedir. Ancak mevcut dini hizmetlerin yapısal engeller, bilinç eksiklikleri ve yetersiz materyaller nedeniyle yeterince kapsayıcı olmadığı da ortaya konmuştur. Bu nedenle din adamlarının engellilik konusunda farkındalık kazanması, ibadet alanlarının erişilebilir hale getirilmesi ve dini eğitimin farklı engel türlerine uygun olarak yapılandırılması gerekmektedir. Sonuç olarak, dinin birleştirici ve kuşatıcı işlevini güçlendirmek için, engelli bireylerin aktif cemaat üyeleri olarak kabul edildiği, hak temelli ve kapsayıcı yaklaşımlar geliştirilmelidir. Araştırmada nitel yöntem kullanılmış, klasik ve modern dini kaynaklar ile sosyolojik literatür taranmıştır. İçerik analizi yoluyla elde edilen veriler, engelli bireylerin dini gelişimi, ibadetlere katılımı ve dini hizmetlere erişimi gibi başlıklarda sınıflandırılmıştır. Ayrıca toplumda görülen yanlış dini yorumların, engelliliği yalnızca ilahi bir ceza olarak algılamasının bireyin içsel barışını ve toplumun sorumluluk duygusunu zedelediği tespit edilmiştir. Sonuç olarak, dinin hem bireysel dayanıklılığı destekleyen hem de toplumsal sorumluluğu pekiştiren önemli bir kaynak olduğu belirlenmiştir. Bu bağlamda, engelliliğe ilişkin hak temelli ve kapsayıcı dini yaklaşımların geliştirilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca dini kurumların ve din eğitimi veren yapıların, engelli bireylerin ibadet, eğitim ve aidiyet süreçlerine etkin biçimde katılımını sağlayacak yapısal reformlar geliştirmesi; hem dini temsilin kapsayıcılığı açısından hem de sosyal adaletin tesisi bakımından hayati öneme sahiptir.

Makale Bilgileri

  • Özet Okunma 3
  • Atıf & Paylaşım
  • Paylaş
İndirme verisi henüz mevcut değil.
Ahlatcı Elmas, Gül. “Engellilik Ve Din: Dini Geleneklerde Engelli Bireylere Yaklaşımlar Üzerine Bir Değerlendirme”. Türkiye Sosyal Bilimler Sempozyumu 5 (August 15, 2025). https://doi.org/10.55709/tsbsdergisi.827