Is Old Age an Evil? A Philosophical, Religious, and Transhumanist Perspective

Yaşlılık Kötülük Müdür? Felsefi, Dini ve Transhümanist Açıdan Bir Değerlendirme

Yazarlar

https://doi.org/10.55709/tsbsdergisi.915
Throughout human history, aging or growing old has been approached from various religious and philosophical perspectives. When tradition, culture, medicine, psychology, sociology, and especially transhumanism—a topic of much discussion and research today—are added, we can see that these perspectives diversify even further. In most religions, long life is regarded as a gift from God, and showing respect to the elderly is important. In theistic religions (Judaism, Christianity, and Islam), aging is considered a natural part of the lifespan. In religions such as Hinduism and Buddhism, it is seen as a significant stage on the path to spiritual development and salvation. Philosophically, aging is generally considered an inevitable but natural phase of life, with the elderly regarded as experienced and wise. Although there are different approaches in Ancient Greek philosophy, Stoicism, and especially in modern philosophy such as existentialism, aging is not explicitly labeled as evil. Transhumanism, on the other hand, is a movement that aims to accelerate human evolution and overcome biological limitations. From the transhumanist perspective, aging is a condition that limits human potential and should be eliminated through technology; hence, it is viewed as an “evil” or a problem to be overcome. In some philosophies, since aging is accepted as a natural process of life, it is considered neither good nor evil. Religion, philosophy, and transhumanism assign different meanings and attitudes toward aging. Considering this, is aging a neutral condition that should be naturally accepted, a blessing or good bestowed by God, or a disease or evil that humans must cope with? In philosophy, evil is categorized into natural, moral, and metaphysical. In this sense, can aging be considered a natural and metaphysical evil? Humans are beings with limitations, and some physical restrictions and diseases caused by aging can be seen as ontological evils. In this context, transhumanism does not accept aging as a natural condition; instead of merely preventing or curing the biological process of aging, it rejects the biological human condition altogether and sees the transition from biological to bionic humans as reasonable. Therefore, it can be said that transhumanism holds a different view and does not share the same perspective as other schools of thought. In this study, religious, philosophical, and transhumanist views on aging will be comparatively examined. Fundamental texts related to these fields will be reviewed to provide a general evaluation. Since this topic touches every human life, the study is expected to encompass philosophical, religious, legal, cultural, and scientific dimensions and offer a different perspective for future research in this area.
İnsanlık tarihi boyunca yaşlılık veya yaş alma, felsefi ve dinî olarak farklı bakış açılarıyla ele alınmıştır. Bunlara gelenek, kültür, tıp, psikoloji, sosyoloji ve özellikle günümüzde pek çok tartışma ve araştırmaya konu olan transhümanizm de eklendiğinde bakış açılarının daha da farklılaştığını görebiliriz. Çoğu dinde uzun yaşamın Tanrı’nın bir lütfu olarak kabul edilir ve yaşlılara saygı göstermek önemlidir. Teistik dinlerde (Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam) yaşlılık ömrün bir doğal parçasıdır. Hinduizm ve Budizm gibi dinlerde ise ruhsal gelişim ve kurtuluşa giden yolda önemli bir aşamadır. Felsefede genellikle, yaşlılık hayatın kaçınılmaz ama doğal bir dönemi olarak düşünülür ve yaş alan kimsenin tecrübeli ve bilgili olduğu kabul edilir. Antik Yunan Felsefesi, Stoa ve modern felsefe de özellikle varoluşçulukta farklı yaklaşımlar olmakla birlikte açıkça kötülük olarak adlandırılmaz. Transhümanizmde ise insanlığın evrimini hızlandırmayı ve biyolojik sınırlamalarını aşmayı hedefleyen bir düşünce akımıdır. Transhümanizm bağlamında yaşlılık, insanın potansiyelini sınırlandıran ve teknoloji ile ortadan kaldırılması gereken bir durumdur ve dolayısıyla bir “kötülük” veya aşılması gereken bir sorun olarak değerlendirilir. Bazı felsefelerde ise yaşlılık yaşamın doğal bir süreci olarak kabul edildiği için ne iyi ne de kötüdür. Din, felsefe ve transhümanizmin yaşlılığa yaklaşımı ve ona yüklediği anlam farklıdır. Bu durum göz önüne alındığında yaşlılık doğal karşılanması gereken nötr bir durum mu, Tanrı’nın bir lütfu veya bir iyilik mi, yoksa insanın baş etmesi gereken bir hastalık veya kötülük müdür? Kötülük felsefede doğal, ahlaki ve metafizik olarak üç kısımda değerlendirilir. Yaşlılık bu anlamda doğal ve metafizik kötülük olarak düşünülebilir mi? İnsan sınırlılıkları olan bir varlıktır ve yaşlılığın/yaş almanın getirdiği bazı fiziki kısıtlamalar ve yaşlılık hastalıkları ontolojik kötülük olarak düşünülebilir. Bu bağlamda transhümanizm yaşlılığı doğal bir durum olarak kabul etmez ve insanın yaşlanmasını engellemek veya iyileştirmekten ziyade insanın biyolojik olarak yaşadığı bu süreci reddedip biyolojik insandan biyonik insana geçişin makul olduğunu düşünür. Dolayısıyla diğer düşüncelerden farklı düşündüğü, aynı görüşü paylaşmadıkları söylenebilir. Bu çalışmada yaşlılık hakkında dinî, felsefi ve transhümanist görüşler karşılaştırmalı olarak incelenecektir. Çalışmamızda bu alanlarla ilgili temel metinler incelerek bir genel bir değerlendirme yapılacaktır. Her insanın hayatına dokunacak bu çalışma felsefi, dinî, hukuki, kültürel ve bilimsel boyutları olacağı ve bu konuda yapılacak çalışmalara farklı bir bakış açısı getireceği düşünülmektedir.

Makale Bilgileri

  • Özet Okunma 2
  • Atıf & Paylaşım
  • Paylaş
İndirme verisi henüz mevcut değil.
Somuncuoğlu Erkan, Fatma. “Yaşlılık Kötülük Müdür? Felsefi, Dini Ve Transhümanist Açıdan Bir Değerlendirme”. Türkiye Sosyal Bilimler Sempozyumu 5 (August 15, 2025). https://doi.org/10.55709/tsbsdergisi.915