e-ISSN: 2980-3543
Başlangıç: 2021
Yayın Aralığı: Yılda 1 Sayı
Yayıncı: Oku Okut Yayınları

Bildiriler

Hannah Arendt’in Kötülük Algısının Din Felsefesinde Konumlandırılışı The Positioning of Hannah Arendt’s Perception of Evil in the Philosophy of Religion

Hande Nur Bozbuğa İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı, İstanbul, Türkiye 0000-0003-3927-8088

DOI:

10.55709/TSBSBildirilerDergisi.1.7

Nasıl Atıf Yapılır?

Bozbuğa, Hande Nur . "Hannah Arendt’in Kötülük Algısının Din Felsefesinde Konumlandırılışı". TSBS Bildiriler Dergisi 1 (2021), 107-110, https://doi.org/10.55709/TSBSBildirilerDergisi.1.7

Zotero Mendeley EN EndNote

Öz

Hannah Arendt (1906-1975), 20. yüzyılda yaşamış bir düşünürdür. Onun kötülük problemine ilişkin tahlilleri, II. Dünya Savaşı yıllarında Almanya’da Yahudi ırkının maruz kaldığı sıkıntılara dayanmaktadır. Onun yaşadığı dönemin etkisiyle şekillenen siyasi düşünceleri, birçok alan için oldukça verimli tartışmalara zemin hazırlamıştır. Yaşadığı dönemin yönetim şekline dair hazırlamış olduğu çalışmalar etrafında geliştirdiği felsefi düşüncelerinden bir kısmı, bir anlamda din felsefesinde kötülük problemi alanıyla ilgili sorunlara önemli açılımlar getirebilecek bir özelliğe sahiptir. Bu tebliğde, kötülük problemi ve onun kaynağı Arendt’e göre yorumlanacaktır. Bu amaçla, Arendt’in kötülük meselesiyle ilgili olarak kullandığı radikal kötülük ve kötülüğün sıradanlığı kavramları ve bu tür bir kötülük anlayışının klasik kötülük problemi teorilerinden ayrıştığı yanlar analiz edilecektir. Ayrıca totaliter yönetim şeklinin sebep olduğu radikal kötülük fikrinin din felsefesine etkisiyle ilgili yeterliliği sorgulanacaktır. Arendt, kötülük meselesiyle ilgili temelde iki kavrama yer vermiştir: radikal kötülük ve kötülüğün sıradanlığı. Bu iki kavramsallaştırma onun kötülük algısının iki boyutunu sunmaktadır: Birincisi fâili, ikincisi sonucuyla ilgilidir. İlkini, onun tasavvur ettiği kötülüğün insan iradesine dayalı bir biçimde gerçekleştirilmesinden ötürü din felsefesi literatüründeki ahlâkî kötülük kapsamında kategorize edebiliriz. Nitekim Arendt’in savunduğu radikal kötülük, Hitler başta olmak üzere onun emrinde olan pek çok yönetici tarafından icra edilmiştir. Bu nedenle insan irade ve fiiline dayanmış olmasından ötürü bir nevi ahlâki kötülüktür. İkinci boyut, kötülük kavramının literatürdeki anlamının dışında algıladığına dairdir. Söz konusu kötülükler, ona göre, fâilleri tarafından normal ve sıradan bir fiil gibi icra edilmiştir. Bu nedenle artık bu kötülükler bir nevi hayatın sıradan bir parçası olmuştur. Arendt’in kötülük problemine getirdiği bu bakış açısı, klasik anlamdaki kötülük algısını değiştirmiştir diyebiliriz.
Hannah Arendt (1906-1975) is a 20th-century scholar. Her analyzes of the problem of evil are based on the suffering of the Jewish race in Germany during the World War II. Her thoughts on political issues, which were shaped by the influence of the period she lived, have prepared the ground for very efficient discussions in many fields. Some of her philosophical thoughts that she developed in the context of her studies on the political administration of the period she lived in, in a sense, have a feature that can bring essential expansions to the problems the problem of evil in the philosophy of religion. In this paper, the problem of evil and its source will be examined according to Arendt. In doing so, the concepts of radical evil and the banality of evil used by Arendt regarding the issue of evil and the aspects where such an understanding of evil differs from the classical theories of the problem of evil will be analyzed. In addition, the adequacy of the idea of radical evil caused by the totalitarian rule on the philosophy of religion will be questioned. In addition, the adequacy of the idea of radical evil caused by the totalitarian rule on the philosophy of religion will be questioned. Arendt used two fundamental concepts regarding the issue of evil: radical evil and the banality of evil. These two conceptualizations present two dimensions of her perception of evil: The first is about the agent, and the second is about the result. We can categorize the former within the scope of moral evil in the literature of the philosophy of religion since the evil he envisions is realized based on human will. As a matter of fact, the radical evil that Arendt advocated was carried out by many rulers under her command, especially Hitler. The second dimension has brought the concept of evil to a form that goes beyond its context and content. According to her, the evils in question were performed by their perpetrators as a normal and ordinary act. We can say that this perspective brought by Arendt to the problem of evil has changed the perception of evil in the classical sense.

Anahtar Kelimeler:

Din Felsefesi, Hannah Arendt, Radikal Kötülük, Kötülüğün Sıradanlığı, Totalitarizm, Ahlâkî Kötülük
Philosophy and Religion, Hannah Arendt, Radical Evil, The Banality of Evil, Totalitarianism, Moral Evil

Sunum Videosu

Lisans

Telif Hakkı (c) 2021 Hande Nur Bozbuğa
Creative Commons License

Bu çalışma Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License ile lisanslanmıştır.